30 Eylül 2009 Çarşamba

Memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi daha uzak?

CSKA Moskova 2 - Beşiktaş 1

Serendipity- Geçen yılın şampiyon takımından Cisse, "benimle oturup konuşan yok, ne olacağını bilmiyorum" diye diye ayrıldı takımdan. Bobo, bırakın gideyim tavrına büründü hemen. Gökhan Zan anında sıvıştı. Şampiyon olmuş bir takımın defansından, orta sahasından ve hücumundan üç topçu takımdan bir anda kopuverdi. Hocayı soracak olursanız Çeşme'nin başından ayrılmasa daha mutlu olacaktı sanki. Hiç kimse Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak bu takımdan kaçışı sorgulamadı.

Her neyse! Kendi liginde 7 (ya da 6), ŞL'de iki maç oynadı bu takım. Her maç bir öncekinden coşkusuz, inançsız ve kısır geçti. Görünen o ki, geçen yılın çift kupalı 11 tertibinde bir öz güven kaybı söz konusu. Hocasından malzemecisine kadar böyle olsa gerek.

Bu takımın bir kan değişikliğine ihtiyacı olduğu ayan beyan ortada. Hoca değişikliklerinden hiç bir zaman bir fayda sağlanamayacağına inanalardanım (geçen yıl rakipler dökülmeseydi ne olurdu diye bir düşünmek lazım). Ama bu sefer biri mutlak ikisi opsiyonlu bir değişikliğin şart olduğunu söylemek isterim. Mutlak değişiklik: Yeter Yıldırım Demirören Yeter! Opsiyonlu değişiklik: Ya ilk 16 ya teknik ekip.

Oysa bu kulübün 4 yıldır söylemesi gereken ama söylemediği bir şey var: "Geleceğin takımına yatırım yapıyoruz. Üstümüze gelmeyin!"
Milyon avroların ortalığa saçılmadığı, yıldız peşinde koşulmadığı, 14-19 yaş arası yerli yabancı yetenekli gençlere kapıların sonuna dek açıldığı bir kulüp hayalinde olmak çok mu ütopik? Evet bu futbol ortamında öyle görünüyor. Yine de Ocak ayında kazanamayacak olsa bile bir adayın bu cümleleri sarfedebileceği hayali ve umudunu koruyorum.

13 Eylül 2009 Pazar

Göz Gözü Görür Olsun!


Kamra- Geçen seneki şampiyonluk buruk bir şampiyonluktu bizim için. Taraftarız. Takımımız yenince mutlu kaybedince kahroluyoruz. Şampiyonluktan daha büyük sevinç yok ama işte 'ama'sı var. Oynadığı futbol zevk vermeyen, ezeli rakiplerine ve şampiyonluk iddiası bulunan takımlara yenilen, şampiyonluk iddiasını kendi futboluyla değil, rakiplerinin iddiasız takımlara kaybettiği puan hesaplarına bağlı olan bir takımdı Beşiktaş. Yine de bir takım iskeleti kurulmuş gibi görünüyordu. Ama sadece görüntü. Temel endişemiz başkan ve yönetimdi. 6 yıllık başkanlığında bizi hep utandıran, yanlış ve pahalı transerlerle, teknik direktör tercihleriyle ve bu tercihlerin arkasında durmamasıyla, saçma sapan iddia ve demeçlerle Beşiktaş'ı rezil eden Demirören'in geçen seneki şampiyonlukla prim kazanması şampiyonluk sevincindeki burukluktu.

Bu buruk sevinçle başladı yeni sezon ve her maçta biraz daha arttı. Mustafa Denizli'nin 'ben futbolu çok iyi bilirim' havaları, kehanet merakı burukluğumuzun, sinire öfkeye dönüşmesinde pay sahibi kuşkusuz. Çünkü biz futbola, futbol ligine bir matematik oyunu olarak bakan, kaybettiği maçları, puanları mazur göstermek adına sahaya çıkmadan maçlar, puanlar kazanan, 10. hafta, 25. hafta kehanetlerinde bulunan bir teknik direktör istemiyoruz. Kehanet başkanların işi (bkz. 21:45 Adnan Polat örneği) teknik direktörlerin değil. Biz takımına iyi futbol oynatan, maç kazanan teknik direktör istiyoruz.

Mustafa Denizli garip işler yapıyor. Kendisini eleştirenleri leş kargası, yol gösterenleri kılavuz karga olmakla itham ediyor. O halde biz de karga olmaktan sakınarak birkaç soru sormakla yetinelim sadece:

Kalenizde genç ve yetenekli bir kaleci var ve gol yemiyorsunuz. Neden artık futbol hayatının kışına girmiş bir kaleciyi, uzun bir sakatlık döneminin sonunda önemli bir derbi maçında görev veriyorsunuz?

4 haftadır bal yapmaz arı gibi koşuşturup duran Nihat'ta bu ısrar niye? Nihat'ın psikolojisi, aldığı transfer ücretinin yükünü üzerinden atması Beşiktaş'tan daha mı önemli?

Serdar Özkan'ı baştan yaratmak, yıldız yapmak gibi hırsların sebebi ne? Bu adam ilk kez mi futbol oynuyor? 'Arda' olmadığını görmek için boş kaleye daha kaç tane gol kaçırması gerekiyor?

Tabata'yı kurtarıcı gibi göstermekte amacınız ne? Gaziantep gibi Türkiye liginde orta sıralara oynayan bir takımdan aldığınız futbolcuyu daha ilk resmi maçında bir derbinin kurtarıcısı olarak lanse edereken, o maçın hiç oynanmayacağını mı düşünüyordunuz?

Ekrem Dağ'ın vasat bir futbol oynadığını, Beşiktaş'ı hedeflerine taşıyacak kapasitesi olmadığını görmek için daha kaç maç oynaması gerekiyor?

Bobo, Holosko gibi Türkiye liginin en iyi, geleceği en parlak yabancılarını oynatmayarak, yanlış mevkide oynatarak neyi ispat etmeye çalışıyorsunuz?

Geçen sene ligde çalımlarıyla 2-3 maç kazandıran Yusuf'tan beklentiniz ne? Türkiye ligi 2-3 maçtan mı ibaret?

Bu hafta Manchester United maçı var. Tüm Beşiktaşlılara sabır diliyorum. Aklınıza sahip olun.

12 Eylül 2009 Cumartesi

Rüştü git başımdan ben sana göre değilim!

Galatasaray 3 - Beşiktaş 0

Serendipity-
Rüştü, git başımdan ben sana göre değilim. Git başımdan Rüştü, ben sana göre değilim. Ben sana göre değilim Rüştü, git başımdan. Başımdan git Rüştü, ben sana göre değilim. Rüştü ben sana göre değilim, git başımdan. Rüştü başımdan git, sana göre değilim ben. Git Rüştü başımdan, ben değilim sana göre.

Daha ne diyeyim...

Hiçbir sahada görmek istemediklerimiz

Maç sizin için bitmek üzere.
Hakkımızı Türkçe, Kürtçe, Ermenice, Lazca, Çerkesce, Romanca ve Babil'de yitip giden kadim dilce
HELAL ETMİYORUZ!

5 Eylül 2009 Cumartesi

İşçi karmaları Adana'daydı


Alkaralar - Taraftarıyla gönlümüzün sol tahtına kurulan Adana Demirspor dün bir başka yoldaşımızı sahasında ağırladı. Livorno, endüstriyel futbol şahbazlarının çizdiği manzumeyi bozarak ikinci ligde mücadele eden Demir Spor'la dostluk maçına çıktı. Taksim'de 1 Mayıs'a çıkar gibi, Desa işçileriyle dayanışır gibi, Beykoz cam fabrikasının kapanışını protesto eder gibi, Che'ye bir selam göndererek çıktı iki takım 5 Ocak stadına. Çok mu anlam yükledik? Çevik kuvvetin maç sırasında Güler Zere pankartı açan güney tribüne biber gazı püskürtmesine bakarsanız, onlar bizden daha fazla anlam yüklemişler. Korkmuşlar.
Gurbette demir gibi, tribünde lacivert duran masmavi umudun taraftarına, başkanına, topçularına teşekkürü borç biliyoruz. Gidemedik, göremedik; ama taa şuramızda hissettik.

Forza Livorno
Vernceremos Demirspor
Halkın takımı Beşiktaş..!