26 Kasım 2009 Perşembe

Happy Birhtday Valerie

Manchester United 0 - Beşiktaş 1

Serendipity - Topu üçüncü bölgeye kadar hiçbir baskıyla karşılaşmadan, kısa paslarla getiriyor; ama oradan dördüncü bölgeye aktarmakta acemilikler yaşıyorsan yapacağın şey o bölgeden kaleye sert, aşırtma, plase şut değil de nedir?

Tello bunu yaptı, gönlümüzü kazandı. Üstelik eşinin doğum gününde :)

22 Kasım 2009 Pazar

Eski günlerdeki gibi...

Beşiktaş 3 - Fenerbahçe 0

Serendipity - Eski günlerde de böyleydi hep. Onlar gelirdi Dolmabahçe'ye biz yenerdik. Biz giderdik Kadıköy'e yine biz yenerdik. Hem de dün akşam olduğu gibi güle oynaya.
Şu fotoğraftaki ikiliye dikkat etmek gerekiyor ama. Bu iki arkadaşın futbolculukla ilgileri tartışılabilir. Kimileri onları futbolcu olarak da kabul edebilirler; ancak dün akşam çıplak gözle bir kez daha gördüm ki bu iki arkadaş birer ajitatör, provokatör ve terminatör.

18 Kasım 2009 Çarşamba

Biz, Büyük Beşiktaş Taraftarıyız. Kimliğimiz Budur!


Biz, Büyük Beşiktaş Taraftarıyız....

Kimliğimiz budur.
Her birimize kimlik sorulacağı ilanı yapılarak potansiyel suçlu muamelesine maruz kıldığınız bizler, bu ülkenin insanlarıyız...

Halkız, Beşiktaşlıyız...

Bizleri tanımıyor değilsiniz;

İşçiyiz, işsiziz, öğrenciyiz, öğretmeniz, şairiz, memuruz, tezgahtarız, yazarız, çizeriz.
Bildiğin işportacıyız, çiftçiyiz...
Köydeki çoban, denizdeki balıkçı, yoldaki şoförüz.

Kadın-erkek, kimimiz yaşlı kimimiz genciz…
Yeni doğmuş bir bebek, sokakta kovaladığın çocuğuz.

Ezcümle;
Halkız, Beşiktaşlıyız.

Biz, Büyük Beşiktaş Taraftarıyız.

1 Kasım 2009 Pazar

Gökçek Size Yakışıyor, Siz Gökçek'e!

Beşiktaş 1- Ankaragücü 0

Serendipity- Ülkenin güzel tribün dostluklarından birisi (kaç tane var ki bunlardan) Bursa Spor ile Ankaragücü arasında tesis edilmiştir, bilirsiniz. Trajik de bir hikayesi vardır. Üniversite okumak için Ankara'ya gelen Bursa'lı iki kardeş, sırtlarında Bursa formalarıyla Ankaragücü tribünlerinin müdavimi olurlar. Kabul de görürler. İki taraftar arasında böylelikle bir yakınlaşma başlar. Daha sonra kardeşlerden birisi bir tarafik kazasında ölünce (#edit: ölüm nedeni için bkz. aşağıdaki düzeyli (!) yorum) Ankaragüçlüler cenaze törenine giderler...

Bu dostluk Bursa ile Ankara arasında pek çok ortak noktanın oluşmasını da sağlar. Bu ortak noktalardan birtanesi yakın zamana kadar Beşiktaş düşmanlığıydı, malumunuz. Bir kaç hafta önce Bursa-Diyarbakır maçında ırkçılığın ve faşizmin "rap rap" sesleri çalındı kulağımıza. Bursa taraftarı Diyarbakır'ın "Kürt"lüğü üzerine söz söyleme cüreti gösteriyordu. Bunu gören Ankaragüçlüler de dün akşam İnönü'de Çarşı'dan Alen'in "Ermeni"liği üzerine kendilerince söz söyleme girişiminde bulundular. Bu girişim püskürtülünce de samast'lardan hayal'lerden tanıdık nidalara başvurdular "ya allah bismillah allahuekber!". Küffar iline cihada gelmiş meğer hazretler.

Sevebilmek - Sevmeyi bilmek
Hayatında bir kez olsun bir başkasını, diğerini, ötekini sevebilmiş olan, yani sevmeyi bilen insan bir daha asla bir başkasının, diğerinin, ötekinin, yani hiçkimsenin kötülüğünü isteyemez, ona kötü söz söyleyemez, onu incitemez diye bir inancım var. Bursa ile Ankara arasındaki dostluğun temelini sevgi ve saygıdan almadığı, bir tür kötülük dayanışması olduğu çıktı ortaya, ne üzücü.

A Takımı iş başında
Geçen yıl yine aynı tribünlerde "yönetim istifa" diye bağıranlar, Ankara Spor'un düşürülmesi ile sonuçlanan birleşme serüvenini de tetiklemişti. Sonra tepelerine Gökçek topuzu inince de derdest olmuş, dertop olmuş, mızıklanarak ağlamaklı olmuşlardı. Ama dün gösterdiler ki, hak ettikleri bir sülale tarafından yönetilecekler bundan böyle. Bir zamanlar Keçiören'de cinayetler işleyen A Takımı adlı zorba topluluğu artık tribünlere iyice yerleşmiş belli ki. Belediye üzerinden kurulan imparatorluğun yeni faşist kolluk gücü olarak Ankara Gücü. Nazmi'li, Adil'li, Halil İbo'lu, Sadık'lı kadroya yakışmıyor bu durum. Ama dün İnönü'yü naralarıyla kirleten çapulculara yakışıyor.

"Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!"
Bursa'da, Ankara'da, Trabzon'da, Kadıköy'de, Karagümrük'te nerede olursa olsun bu güruhla mücadele etmek gerkiyor. Futbolu yeniden "bizim" kılmak için; endüstrinin koçbaşlarını ezmek gerekiyor.