Grubumuzda kuralar ilk çekildiğinde, bir çok kişi tarafından çeyrek finale kalacak iki takım Beşiktaş ve Trabzon olarak görülüyordu. İlk sınavlar sonunda Beşiktaş büyük bir adım atarken şimdi potaya bir de Antep girdi. Ve haliyle işler karıştı. İki hafta sonra Trabzon deplasmanından en az 1 puan almak mecburiyetindeyiz. Aksi halde Antep deplasmanında yapılacak bizim için gruptaki son maç stres yüklü geçebilir. Çünkü ligde de aynı dönemde zorlu bir viraj var. Bakalım…
Dünkü maça gelecek olursak… Lig maçlarını Pazartesi, Cuma ya da hafta sonu gündüz oynayan bir takım oldu Beşiktaş. Mesela bu hafta Kayseri maçı gündüz, bir sonra ki hafta içerde oynayacağımız maç Cuma. Gene de taraftar oldukça istekli ve tribünleri doldurma gayretinde. Dün de hafta ortası olmasına rağmen tahminlerin üzerinde bir seyirci, oldukça iyi bir performans ile destekledi takımını.
Delgado’ya sahadayken tahammül edemeyen bazı taraftarlar da dün dört gözle kendilerinin yokluğunu hissettiler. Çok top kaybetse de zaman zaman defansın arasına yaptığı yarıcı dalışları aradık Serdar’dan ama pek de göremedik. İyi niyetle mücadele etti ama becerisi bu kadardı. Ali Tandoğan’ı yazmak istemiyorum. Uğur ise tek başına nedense yavan kaldı. Delgado ile çok iyi uyumları var. “Eşsiz Girilmez” tabelası asıp ikisini birlikte sahaya sürünce keyifle izleyeceğimiz bir takıma bürünüyor Beşiktaş. Bobo, Tello, Zapo üzerine edilecek kelamlarımı ise yayın yönetmenimizin yazımıza kesik atmaması ve bloğumuza yazımızın tam yetmesi için bir sonraki yazıya bırakıyorum.
Denizli ile birlikte 3 maç sonunda değişen en önemli şey takımın bolca şut atması. Geçtiğimiz Sivas maçının içinde dörtlü savunmadan üçlü sisteme geçmişti takım. Bu maçta da maçın çözümsüzlüğe gittiği kısımlarda Sivok orta sahaya kayarak sabit bir sistemde kalmadan oynak bir yapı içinde olduğunu gösterdi takımın.
Ligde ve kupada namağlup lideriz. Bi’ biz varız, bi’de Liverpool. Tadını çıkarmaya bakalım…