7 Aralık 2008 Pazar

Şuur Tutulmasının Baş Başkanı


Beşiktaş 1 - Ankara Spor 3

Serendipity - Bir ara zaman ayırıp 2004-2008 arası klube gelen giden topçu envanterini çıkarmak gerek. Bir tahminle 50'ye yakın futbolcunun gelip gittiğini sanıyorum. 6 hoca değiştirdiğimiz malum. Menajer desen o da 6-7 oldu sanırım. Ama yönetim kurulunda pek büyük oynamalar olmadı. Oldu mu yoksa, bilen birileri beni aydınlatırsa sevinirim.

Ankara maçının sonuna doğru küskün aşık misali şu beste söyleniyordu tribünlerde: "ne zaman şampiyonluk desek, hep kursağımızda kalıyor; söylesene bize hoca, takım neden oynamıyor?"

Oysa tribünle bundan 15 dakika kadar önce takımın oynamasını engelleyen, şampiyonluk hayalini karartmaya çalışan haini bulmuş ve deşifre etmişti. Önce "Delgado dışarı" diye bağıran on binlerce Beşiktaşlı, top Delgado'nun ayağına geldiğinde öyle bir yuhaladılar ki, hayatımda ilk kez bir topçunun topa giderken ayağının sürçtüğünü gördüm. Delgado çıkınca işler düzelecek miydi, hayır. Delgado bu sezon sonu takımdan ayrılsa (-ki büyük ihtimal) işler düzelecek mi? Yine hayır. Denizli gitse (-ki gelmesi beni pek heyecanlandırmamıştı) işler düzelecek mi?

Tanıdığım pek çok Beşiktaşlı'da bir fobi var. "Takım kazanıyor, seviniyoruz ama başarı bu yönetimin hanesine yazılacak ya o çok koyuyor işte." fobisi.

Bence bu fobi gelip giden 6 hocada da 70'e yakın topçuda da Sinan Engin hariç diğer menajerlerde de vardı. Yoksa mevcut durumun bir açıklamasını yapamıyorum. Yapamayacağım.
Bazı gerçekler vardır herkes bilir, görür; ama kimse biliyorum, gördüm demez. O konuda konuşmak istenmez, konuşmak zorunda kalıdnığında orta sahada top dolaştırılır, kısa tarafından taca yollanır. Son 4 yıldır Futbol yorumcularının alayı bunu yapıyor. İşin kötüsü Çarşı da bunu yapıyor. Kimsenin açık seçik beyan edemediği gerçek sadece mevcut Beşiktaş yönetiminin başarısızlığı değil aynı zamanda iticiliği ve sevimsizliğidir.

Çocukluğumuzda, ilk gençliğimizde bu takımın düşmanı yoktu. Herkesin ikinci takımıydı Beşiktaş. Sempatik, hakkaniyetli, futboluyla gündeme gelen saygı duyulan bir takımdı. Bugünse tek ortak noktaları Beşiktaş düşmanlığı olan kent takımları var (bkz. 061626.com). Del Bosque ve Tigana serüvenleri nedeniyle Kapıkule'nin dışında nasıl tanındığımızı (tanınıyorsak) hesaba katmıyorum bile.

Yanlış transfer yaparsın, arkasındayız dediğin hocayı ertesi gün kovarsın... bunlara alışkınız. Sadece Beşiktaş yönetimi değil her klüp yapıyor bunu. Ama kardeşim, 4 yıl içinde bu kadar düşman kazanamazsın, bu kadar antipatik bir klüp yaratamazsın. İddia ediyorum, yemesen içmesen, yirmidört saatini bu işe versen yine de bunu başarmak mümkün değil. Ama siz başardınız sayın Demirören. Vallahi bravo. Tarih sizi böyle anacak; Beşiktaş'ın şuur tutulmasına uğradığı yılların baş başkanı...

Anladık ki, klübü soktuğunuz borç batağından çıkarmaya kimsenin gücü yetmeyecek. Kimse cesaret edip karşınıza çıkamayacak kongrede. Artık sizden kurtulmak için bu sevimsizleştirdiğiniz oyuncağınızdan sıkılmanızı bekleyeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder