10 Mayıs 2009 Pazar

Bizim hiç kupamız olmadı

Serendipity- Geçtiğimiz hafta sonu Holosko baba oldu. Bu ülkede milyonlarca olduğu iddia edilen Fenerbahçe taraftarlarından çok daha şanslı doğdu, Holosko'nun kızı. Daha üç günlükken bir kupa mutluluğu yaşadı :)

İlginçtir, maçın hemen ardından sadece Fenerbahçe konuşulur oldu. Önce biraz bozulmuştum ama sonradan fark ettim ki, Fener hakkında bu sezonluk son sözler bunlar. Ne de olsa sezonu kapattılar.


Dağları aşıyor, bak yakınlaşıyor...

Biz lige dönelim. Son üç haftaya giriyoruz. Kaçanlarla kovalayanların, hem kaçan hem kovalayanların, kovalamaya müebbetlerin yeniden düzenlendiği bir hafta yaşadık. Beşiktaş şampiyonluğa doğru iki adım atarken, Trabzon da buçuk adımla hem moralini hem de umudunu yeniden yeşertti. Bu sürecin tek kaybedeni Sivas oldu. Sadece iki puan geriye düştükleri için değil, hırçınlıklarından bir türlü vaz geçemedikleri için. Anadolu takımlarında oluşan Sivas sempatisini önce Bülent uygunsuz açıklamalar ve tekmelerle ardından da M. Yıldız, çemkirmeleriyle hızla tüketti. Açıkçası bu beni iki nedenle rahatlattı, birincisi olası bir gönül şikesi durumunun önünde bir set oluşması ihtimali belirdi; ikincisi de paramiliter bir zihniyetin gönüllerde "şampiyon" ilan edilmesine karşı gönüllerimizi koruma kollama gerekliliğini bir kez daha hatırlatmış oldu.

Futbol sevdamızın biricik nesnesi Beşiktaşımız birinci kupayı müzesinin envanterine kaydettirmek için Ankara dönüşünü bekleyecek. İkinci kupa ise Denizli dönüşüne inşallah.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder