22 Eylül 2008 Pazartesi

MAÇIN ON BİRİ (Beşiktaş-Gaziantepspor Süper Lig 21.09.2008)

Kamra-1. Ertuğrul Sağlam kendi sahasında oynadığı maçta takımın tek oyun kurucusu Delgado ve en etkili hücumcusu Holosko’yu yedek soyundurarak Gaziantepspor’un kafasını karıştırdı. Ne yapacağını şaşıran Antepli oyuncular ilk on dakikada dört pozisyon bir gol yedi.

2. İlk yarıda takımda oyun kurucu görevini top süremeyen, pas atamayan, her ikili mücadelede öyle ya da böyle yere düşmeyi başaran Nobre ve kaleci Hakan Arıkan üstlendi. Hakan Arıkan ilk yarıdaki tek golün asistini yaptı. Maç. boyunca tek yaptığı da bu oldu.

3. Gaziantep ilk on dakikadan sonra toparlandı. Orta sahayı teslim aldı. Ancak pozisyon üretemedi. İkinci yarının hemen başında en etkili hücumcusu sahtekarlıktan çift sarılı kırmızıyı yiyene kadar en azından beraberliği kurtaracak bir futbol oynadı. On kişi kaldıktan sonra bile Beşiktaş’tan daha istekliydi.

4. Bobo düşünceliydi. Maçın üçüncü dakikasında önüne düşen topa sert vurdu, gol oldu. Daha sonra önüne düşen toplara da vurdu. Onlar gol olmadı.

5. Tekme tokat kavga ettikten sonra takımdan uzaklaştırılan İbrahimler (Toraman ve Üzülmez) affedildikten sonra ilk kez forma şansı yakaladılar. İkisi de hiçbir şey olmamış gibi kendi klasiklerini oynayarak ne kadar profesyonel olduklarını cümle aleme gösterdiler. Fakat saha içinde hiç yakınlaşmadıkları da dikkati çekti.

6. Beşiktaş dört gün önceki Uefa kupası (Metalist) maçındaki gibi son paslarda beceriksizdi. Rakibinin ceza sahası çevresinde bıraktığı boş alanları ve defans hatalarından doğan fırsatları cömertçe harcamayı bildi. Attığı üç gol maçın kolaylıkla beşlik olabileceğinin bir göstergesiydi.

7. Beşiktaşlı oyuncular (İbrahim Toraman, Bobo, Nobre ) takım iki-sıfır öndeyken, karşı takım on kişi kalmışken üç sarı kart görmeyi başardılar.

8. Defansın göbeğinde Zapotocny ve Sivok yine güven veren bir futbol ortaya koydular. Zapotocny, Ertuğrul Sağlam’ın bütün ısrarlarına rağmen seksen dokuzuncu. dakikada ileri çıktı ve Beşiktaşın son ve maçın en güzel golünün asistini yaptı.

9. Beşiktaş’ın en istikrarlı oyuncusu Serdar Kurtuluş oldu. Oyundan çıkana kadar görevlerini eksiksiz yaptı. Topu yere indirdi. Attığı pasların yerine ulaşmasına özen gösterdi. Top kesti.

10. Ertuğrul Sağlam ikinci yarıda oyuna üç hücumcu sokarak galibiyetie kadar istediğini gösterdi. Holosko (kırk altı) Delgado (altmış dokuz) Batuhan (seksen dokuz) Ne var ki onlar oyuna girdiğinde maç zaten bitmişti.

11. Beşiktaş, kendi sahasında Gaziantepspor!u üç-sıfır gibi net bir skorla yenerken, yine muallak bir oyun ortaya koydu. Eleştirileri sonuna kadar hak etti. Gaziantepspor’un geçen hafta kırmızı kartla cezalı duruma düşen defansı ve orta sahanın en etkili oyuncularına (Deumi, Mehmet Yozgatlı) ve sakat olduğu için oynamayan ve ikinci yarının hemen başında atılan ileri uçun en etkili oyuncularına (Beto, Ferreira) duacı oldu.

2 yorum:

  1. madde.2: el insaf lamra, el insaf. nobre dün akşamın en çok koşanıydı, mücadele edeniydi. ve -kaptanlığın verdiği olsa gerek- gol atmayı en çok isteyeniydi. en azından yağmur altında ve tüm sahayı görebilen gözlerle bu kadarını biz görebildik.

    madde.7: 68. dakikada sivok da sarı jart gördü. yani 4 futbolcu.

    madde.10: 46. dk'da maç henüz bitmemişti. maç 47. dakikada rakip 10 kişi kaldığında dahi bitmemişti. maç 53. dakikada 2-0 öne geçtiğimizde bile maç bitmemişti. halen birbirimize "bi gol yersek kanser ederler maç sonuna kadar" dediğimizi hatırlıyorum.

    madde.11: eleştirelim de nereye kadar? ve kimi? tek forvet olmuyor, çift desen olmuyor, sol duruyor, tello giriyor olmuyor, holosko girince "yuh sana" deniyor... bu takım erken form tutarsa şampiyonluk hayal. kötü futbol ve galibiyetlere devam, ikinci yarı bombayı patlatalım.

    md

    YanıtlaSil
  2. madde.2: mücadele etmek, koşmak, istekli olmak güzel şeyler. ama top sürmek, adam geçmek, pas atabilmek de güzel. Nobre sınırlı yetenekleri olan bir futbolcu. Bunu kapatabilmek için ve aldığı parayı hakedebilmek için de çok istekli. Koşuyor, mücadele ediyor. Eyvallah. Ama işte futbol bu. koşmakla olmuyor. Ben Nobre'yi Beşiktaş'a yakıştırmıyorum. Ha hangisini yakıştırıyorsun dersen susarım. Hiç ses çıkarmam.

    madde 10: ben maçı tv den seyrettim.açıkcası antep iyi top yapıyordu ama kaleye inemiyordu. eksikti, oyun kurucusu forveti yoktu. o yüzden tv karşısında o Beşiktaş Klasiği hissiyatı ben yaşamadım. Maçı kazanacağımız belliydi.

    madde 11: tek forvet çift forvet, ön libero falan filan bunlar teknik direktörün işi. ben bunlara takılmıyorum. Ben oyuna bakıyorum. Benim takıldığım, takımda oyunu Nobre'nin kurmasıydı. Hakan Arıkan topu orta sahadaki Nobre'ye atıyor. Nobre ya pas hatası yapıyor, ya düşüyor (faul) ya düşüyor (devam). Herhalde bunu kendi kendilerine yapmıyorlar. Ya da bir-iki kez yaptıklarında kenardan bir uyarı gelmesi gerekiyor. Maç boyunca bu en az 10 kez oldu. Hiçbiri atakla sonuçlanmadı. Benim söylemek istediğim buydu, budur.

    Tabi antep maçının altından çok sular aktı. Şu an bunlar ne kadar anlamlı bilmiyorum, sadece fikrimi söyleyeyim dedim.

    YanıtlaSil