2 Eylül 2008 Salı

Bu Gece İnönü'de Çocuklar Gibi Şendik


Ligin ikinci haftasında Konya Spor'u 2-0'la geçtik. Hafta içi 2-1 kazanacaklarını söyleyen kâhin başkan'a selam olsun!

Serendipty - Ramazan'ın ilk günü olması bir yana haftanın ilk günü olması, Şairler Parkı'na gidene kadar biraz zorladı beni. Maçka kampusunun köşesinde sudabalık'la buluştuk. Otelin yanından parka doğru inerken gün pazartesinden pazara, ben de "businessman"den taraftara dönüyordum. Sudabalık'la birlikte ben aslında üç kişiydik. Şubat'ta doğmasını beklediğimiz güneş'imizi ilk maçına götürüyorduk.

Tribün'e çıkar çıkmaz, havaya girdik hemen. Tribün giderek ODTÜ Beşeri kantinine benzemeye başladı. Herkes hoş sohbet, herkes gündoğunca hep uyanan stadlara dayananlardan.

Maç, ilk dakikada korner atışımızla başladı. İlk 25 dakikayı devirdiğimizde istatistik rekorları kırdık sanıyorum. 6-7 korner ve onlarca sağlı sollu orta yaptı takım. Hem de Holosko yeterince aktif olmadığı halde. Pozisyon olarak ilk yarıdan aklımızda kalan Serdar Özkan'ın altı pastan Jefferson'a nişanlaması ve aynı pozisyonda Delgado'nun penaltı mı ki dedirten düşürülmesiydi. Ama 25 dakika takım öyle bir oynadı ki, böyle bir baskıyı böyle bir arzuyu 100. yıldan bu yana görmemiştik. Şenlendik, çocuklar gibi.

İkinci yarı zaten iş koptu. Kazandığımız penaltı konusunda kafamız çok net değildi, belki de bu yüzden penaltının kaçması konusunda kimse uzun boylu hayıflanmadı. Delgado gol kaçırırken bile çok sevimli bir adam. Kalsın bizde üç beş yıl daha.

Serdar Özkan konusunda bir paragraf açmanın vaktidir. Bazı topçular vardır, saha içinde yarattıkları etkileyiciliği mikrofon karşısında da sürdürmek isterler. Büyük büyük laflar ederler. Halbuki onlardan beklenen retorik ya da hitabet değildir. Derin pası önceden sezmesidir, hızlı ve çabuk olup adam eksiltmesidir, hücumu da defansı da aynı performansla kotarabilmesi, savunmayı karşı onsekiz içinden başlatabilmesidir. Serdar'da bunlar yok dersem haksızlık etmiş olurum; ama söylemeliyim ki boyundan büyük lafları, "oldum ben" tavırları bir gün onu bu takımın en antipatik oyuncularından biri yapabilir. Bugün ikinci yarının ortalarında, sanırım Delgado, Özkan'a öyle bir ters top attı ki uzun yıllardır böyle tek ayak üstünde bıraktıran bir pas görmemiştim bu sahalarda. Serkan Özkan bu topa öyle bir yetişemedi ki, sanırsınız kariyerinin sonlarına yaklaşmış bir Ronaldo, kendisine çok kilo aldı diyenleri haklı çıkarıyor. Sanırım biri ilk yarıda olmak üzere bunun gibi yavaş kaldığı iki üç pozisyon daha vardı. 2002-2003 şampiyonluk maçında Sergen'i hatırlıyorum, 80. dakika civarında bir kontratakta yaklaşık 70 metre top sürmüş, Tümer'le duvar yapmış ve golü atmıştı. Şampiyonluğu getirecek bu golün sevincini yaşarken aynı deparı bir kez daha attı. Sergen o sırada 30'unun üstündeydi ve ben Sergen'in büyük laf sevdasına düştüğünü pek hatırlamam.

Bu maçta ayrıca gördük ki, Beşiktaşımızın defansı iyi yolda olduğu sinyalleri veriyor. Toraman defansın göbeğine çok yakışıyor. Zapatocny sağında ister Sivok olsun ister Serdar Kurtuluş, gayet uyumlu. Hem kesici hem de dağıtıcı. Soldaki sorun sürüyor ama. Seric oraya çare olabilir mi, umarım olur. Gordon meselesi çözüldü diyorlardı bugün. Umarım o da takıma hızlıca adapte olur. Bir başka iyi dilek de Holosko için attığı golün onu özlediğimiz rüzgarına yeniden kavuşturmasını diliyorum.

2 yorum:

  1. Henüz sıkı takibe başlayamadım sevgili takımımı. Ama delgado'daki azmi ve beşiktaş ruhunu, daha lig tv reklamını ilk görüşümde sezdiğimi belirtmek isterim. Hani şu taraftarların futbolcularla deniz kenarındaki romantik buluşması reklamı. O reklamdaki havasından hissettim, delgado bu sene takımın mojosu olacak diye. Tabi gönlümüzdeki sergen kadar olur mu bilemem, ama en azından bi panku kadar olur diyorum ben.
    Lige güzel başladık, moraller yerinde. Şampiyonluğun en iddialı adayıyız bence. Amaaaaaa... Fener cephesi daha şimdiden kadro eleştirileri ile aziz baskanını eleştiredursun, galatasaray sakatlıklarla ligin daha ikinci haftasında tanışakoysun, biz beşiktaşlılar hiçbir zaman, hiç ama hiçbir zaman, tedbiri ve temkini, sukuneti ve hatta metaneti (evet metanet çok önemli) elden bırakmamalıyız. Tecrübeyle sabittir, sevgili kartalımız bizi nice lige sulu götürüp susuz getirmiştir. Burdan tam bir beşiktaşlı olan bakkal murat abimi veciz cümlesiyle anmadan geçemicem: Beşiktaşlı olmak çok zor iştir.

    not: özel tebriklerimi telefonla yapıcam.

    YanıtlaSil
  2. Her ne kadar karnımda bebekle zıplamamaya çalıştıysam da gollerde kendimi tutamadım. Takımımız ve özellikle Delgado çok iyiydi. Umarım bu tempomuz devam eder. Holosko'nun geçen seneki formuna kavuşacağına eminim. Hem hızı hem de akılıca oyunuyla Holosko'yu çok beğeniyorum.
    Bu sene stadtaki ilk ve tek maçımdı sanırım. Eski açıktan ilk defa maç seyrettim, çok da güzeldi. Ama kara kışta nasıl olur bilemem. Artık serendipity sahada maçı seyrederken ben Lig TV'den idare edicem.
    Maç akşamı eve gelince TV'de Alen'le yapılan bir sohbet programına denk geldik. İlk defa Alen'i gördüm ve dinledim. Hem Alen'i hem de tribün görüntülerini izlerken BJK'a olan sevgim arttı.
    Şu hayatta futbolla ilgili de yorum yazmak varmış! Darısı uzun yazınların başına.

    YanıtlaSil